Kadınlar Gününü unutmadılar!

Düzce Valisi Zülkif Dağlı, Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü, Düzce Üniversitesi Rektörü Nigar Demircan Çakar, Düzce Baro Başkanı Azade Ay, İYİ Parti Kadın Politikalarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Nuran Sayman, CHP Kadın Kolları Başkanı Arzu Çakıcı, Düzce Vatan Partisi Öncü Kadın Başkanı Ayşe Sönmez 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle birer mesaj yayınladı.

Kadınlar Gününü unutmadılar!
7.03.2020 - 14:13
599

   Düzce Valisi Zülkif Dağlı, Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü, Düzce Üniversitesi Rektörü Nigar Demircan Çakar, Düzce Baro Başkanı Azade Ay, İYİ Parti Kadın Politikalarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Nuran Sayman, CHP Kadın Kolları Başkanı Arzu Çakıcı, Düzce Vatan Partisi Öncü Kadın Başkanı Ayşe Sönmez 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle birer mesaj yayınladı.

 

Zülkif Dağlı

 

   Aileden başlayarak hayatımızın her yerinde ve her anında, sevgileri, emekleri ve fedakârlıklarıyla dünyamızı güzelleştiren kadınlarımızın, Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyorum.

 

   Toplum ve ülke olarak hak ettiğimiz etkin ve saygın konumu kazanmamızda emeği, alın teri, katkısı ve duası bulunan, kurtuluş mücadelesinden Cumhuriyetin kuruluşuna kadar hiç bir fedakârlıktan kaçınmayan kadınlarımıza, birçok Avrupa ülkesinden önce seçme ve seçilme hakkının verilmesiyle medeni ve siyasi haklar tanınmış, kadınların sosyal ve kültürel alanda, eğitimde, hukukta, aile yaşamında, iş ve çalışma hayatında, siyasette eşit haklara sahip olması hedeflenmiştir.

 

   Kadına saygı; değerlerimizin, gelenek-göreneklerimizin, tarihimizin, sosyal hayatımızın temel dinamiğidir. Toplum yaşantımızın her bölümünde yer alan Türk Kadını, toplumda gerçek ve hak ettiği yerini almalıdır.

 

   Bu duygularla, yüreklerindeki sevgi ve şefkati karşılıksız veren; sevginin, şefkatin ve özverinin timsali olan kadınlarımızın; Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, en içten sevgi ve selamlarımı sunuyorum.

 

Faruk Özlü

 

   Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

 

   Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında emekçi ve ailesi için gösterdiği fedakarlığın timsali kadınların öneminden söz ederek “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluş ve kuruluş mücadelesinden bu yana tüm benliğini ortaya koyarak kahramanlığı ile anılan Türk kadını baş üstünde taşınmalıdır. Kadın bizim kültürümüzde; anne, kız kardeş, hayat arkadaşı demektir. Güçlü, güzel, şefkatli, sevgi dolu kadınların; fedakar yaradılışları, sorumluluklarına olan bağlılıkları bizim için bir şans ve lütuftur. Onlar en derin denizde yüzebilir, en yüksek zirveye tırmanabilir, kendilerine hedef belirledikleri her noktaya tek başlarına verdikleri mücadele ile ulaşabilir. Cinsiyet ayrımı yapmadan, fırsat eşitliğinin olduğu bir dünyada kadınlar, insanlığa ilham kaynağı olmaya devam edecektir. Bu vesile ile 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutluyor, bugüne kadar haksızlığa ve şiddete uğramış, erkek cinayetlerine kurban giden kadınlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Manevi duygusu, emekçi kadınların hak mücadelesine dayanan bugünün Türk ve Dünya kadınlarına sağlık ve huzur getirmesini diliyorum” ifadelerini kullandı.

 

Nigar Demircan Çakar

 

   Yaptığı onca özverili çalışmalara karşı hak ettiği değeri bir türlü elde edemeyen kadınlar, 1920’li yılların başında örgütlenmeye başlayarak insan onuruna yakışır bir hayat yaşamak için mücadele etmeye başlamışlardır. Doğumdan ölüme kadar, yaşamımızın her anında varlıklarıyla onurlandığımız, ihtiyacımız olduğunda desteklerini bizden esirgemeyen, eğiten, yetiştiren, bizi biz yapma yolunda her türlü fedakarlığı gösteren, yüreği sevgi ve merhamet dolu insanlardır.

 

   Dünyada ilk kez kadın hakları, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) tarafından Veda Hutbesi’nde dile getirilmiş ve “Cennet anaların ayaklarının altındadır.” sözüyle de kadınlara hak ettikleri saygının gösterilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Annelik göreviyle beraber iş hayatında da önemli görevler üstlenen ve pek çok alanda dünya çapında başarılar kazanan kadınlarımız, birey olarak ekonomik ve sosyal kalkınmaya da önemli katkılar sağlamaktadır. Bu kapsamda Üniversitemizde, kadın yaşamı, geleceği ve sorunlarına bölgesel ve evrensel çözümler getirmek için Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi kurulmuştur. Türkiye’de ilk defa “Yükseköğretimde Kadın Liderliğini Geliştirme ve Güçlendirme Çalıştayı” düzenleyen Üniversitemiz, yine Ülkemizde ilk olarak, kadın akademisyenlerin yöneticilik ve liderlik görevleri için aday olmalarını desteklemek amacıyla, Kadın Liderliğini Geliştirme ve Güçlendirme Eğitim ve Mentorluk Programı’nı 2013 yılından beri başarıyla uygulamaktadır.

 

   Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ise ülkemiz kadınına yönelik yaptığı konuşmasında “Dünya’da hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez.” diyerek ülkemiz kadının önemini anlatmıştır. Ülkemizin zor zamanlarında göstermiş olduğu bu kararlılık ve üstün hizmetlerini göz ardı etmemek adına Türk kadınına, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Avrupa ülkelerinden önce seçme ve seçilme hakkı başta olmak üzere birçok sosyal ve siyasal haklar verilmiş, kadınlarımızın toplumsal hayata daha aktif katılımları sağlanmıştır. Birbirinden değerli birçok projeyle kadınları hayatın her alanında destekleyen Düzce Üniversitesi olarak; aile, toplum ve ülke geleceği için önemli roller üstlenen kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarız.

 

Azade Ay

 

   1910’lu yıllarda Avrupa’da dile getirilmeye başlanan ve her yıl bir günün, başlarda yalnızca emekçi kadınlar olarak fakat sonrasında tüm kadınlar için kutlanması fikirleri ortaya atılmaya başlanmıştır. Bu konuşmaların Rusya ve Amerika’daki etkileri ise yıllar sonra gündeme gelmeye başlamıştır. Gündeme gelen konular, çoğunlukla sosyalist gruplar tarafından, kadınların sosyal ve siyasal yaşamda bulunmasına rağmen hiçbir hakka sahip olamamaları ve esasında bir cinsiyet olarak hayatta hep geri planda kalmaları olmuştur. Zira 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak Birleşmiş Milletler tarafından yıllar sonra özel olarak benimsenmesinin sebebi, ABD’de meydana gelen ve çalışırken hayatını kaybeden kadınlardır. Bu sebeple, aslında, her özel günde olduğu gibi, genel olarak geri planda kalmaya ve acı çekmeye bir tepki olarak doğan 8 Mart, kimilerince kutlanmakta kimilerince ise bir protesto olarak kabul edilmektedir.

 

   Ülkemizde ise, tüm Avrupa’da başlayan ses getirmelerden çok da uzun olmayan bir süre sonra, Devlet Kurucumuz Sayın Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından, kadın haklarına yönelik ciddi ilke ve inkılaplar benimsenmiştir. Dolayısıyla kadınların, tüm dünya ülkelerinin birçoğundan belki de çok önce, Türk Kadınlarının, kutlanacak bir kadınlar günü doğmuştur bile. Görüldüğü üzere, her yıl 8 Martta dikkat çekilen Dünya Kadınlar Günü, esasında kadınların zaten mevcut düzende bulunmalarının bir sonucu olan sosyal ve siyasal hakların tüm Dünya tarafından tanınmasını amaçlamaktadır. Kadınların sosyal ve siyasal haklarının ise, önce vatandaşları oldukları ülkeler tarafından korunması gerekmektedir ki tüm Dünya’da bu bilincin uyanması mümkün olsun.

 

   Bilindiği üzere, Uzak Doğu ve Orta Doğu ülkelerinde, kadınların, siyasal hakları bir kenara bırakalım; araç kullanmak, başörtüsüz sokağa çıkabilmek, belli saatlerden sonra sokağa çıkabilmek ve buna benzer birçok basit hayat aktiviterleri için erkeklerin izni yahut eşliği şart koşulmuştur. Dolayısıyla kadınların seçme ve seçilme hakkı yahut oy hakkı gibi siyasal haklarının gündeme gelmesi akla dahi gelmemektedir. Bunun gibi toplumsal eşitlik açısından geride kalmış toplumlarda, kadınların cinselliği dahi kadınların kendi isteklerine ve rızalarına bırakılmamakta; kadınlar adeta günlük hayatı kolaylaştırması gereken objeler olarak görülmektedir. Yukarıda sayılan kötü örneklerin tam karşıtı birçok iyi örnek de bulunması, Dünya’nın artık cinsiyet eşitliği konusunda ilerlemeye başladığını göstermektedir. Artık küçük Afrika kabilelerinde dahi, kadınlar gücü ele almış bulunmaktadır. Tüm bu iyi işaretler bize birer emsal teşkil etmeli ve kadınların öncelikle ülkemizde, iş hayatında, Mecliste, tüm sosyal alanlarda, sivil toplum kuruluşlarında ve her türlü aydınlanma hareketinde ön saflarda bulunması şarttır. Bu gibi sosyal ve siyasal eşitsizliklerin önüne geçmekteki en önemli araç kuşkusuz haklarımızı bilmek ve bunların tüm Dünya vatandaşları tarafından sahip olunacak haklar olduğunu anlatabilmektedir. Bu sebeple kadınların sahip olduğu ve olması gereken tüm sosyal, siyasal ve ekonomik haklar korunmalı, bunlar yapılırken, tüm Dünya kadınlarının da bu haklara sahip olmasının destekçisi olunmalıdır. Konu haklar ve bunların korunması söz konusu olduğunda ise Barolar ve Avukatlar olarak üstümüzde çok ciddi sorumluluklar bulunmaktadır. Avukatlar olarak öncelikli görevimiz herkesin kavuşmakta meşru faydası olduğu hakları savunmaktır. Fakat bunları yaparken, toplum tarafından geçmişten beri dışlanmış olan ve cinsi ayrımcılığa maruz kalmış olan kadınların hakları konusunda çok daha titiz ve dikkatli olunmalıdır. Çabamızın çoğu daha çok kadınlar için harcanmalıdır. Kadınları dezavantajlı duruma düşürecek, örneğin 6284 Sayılı Kanunda arabuluculuk gibi kanun teklif ve tasarıları uygulanmamalıdır. Düzce Barosu olarak kadınların gerek sosyal gerek siyasi hayatta ön planda olmaları ve mevcut başarılarının korunması, daha iyi yerlere gelmeleri ve cinsiyet eşitsizliğinin önlerinde bir engel olmaması konusunda sonsuza dek çaba harcayacağımızı bir kez daha bildiririz.

 

Nuran Sayman

 

   8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlama değil, erkek eğemen anlayışla kadının sömürüldüğü cinsiyetçi politikaları bir kez daha protesto etme günüdür.

 

   Kadınlar olarak Atatürk sayesinde Cumhuriyet devrimleri ile elde ettiğimiz kazanımlara sahip çıkıyoruz.

 

   Eğitim, çalışma hayatı, sosyal yaşantıda daha fazla söz sahibi olabilme konusunda eşitlik ve adalet istiyoruz. Bunlar için siyasi çalışmalar yaparak sesimizi duyurmak istiyoruz.

 

   Genel başkanımız bir kadın, cesur, çalışkan, fedakar bir kadın. Düzce yerelinde Merkez İlçe başkanımız bir kadın ve biz kadınların her alanda olması gerektiğini düşünen bir partiyiz.

 

   Genel Başkanımız Meral Akşener’in de ifade ettiği gibi ; “Kadınların ezilmediği, istismar edilmediği, öldürülmediği bir Türkiye özlemimiz var”

 

   İyi parti kadınları olarak başta Şehit anneleri, eşleri ve kızları olmak üzere bütün kadınlarımızın kadınlar gününü kutluyoruz.

 

Arzu Çakıcı

 

   Bugün geldiğimiz noktada kadınlar; endişeli, kaygılı, eğitimsiz, işsiz ve şiddete maruz bırakılıyorlar.

 

   Cumhuriyet ile sosyal hayatın içinde yer alan, Medeni Kanun'a geçiş ile eşit vatandaşlık hakkı kazanan, Kurtuluş Savaşı'nda erkeklerle omuz omuza mücadele eden ve aydınlanma ateşini yakan, Atatürk devrimlerinin özü olan kadınlar, bugün Cumhuriyet ve kazanımlarından rövanş almaya çalışanların baskı ve tehditleriyle karşı karşıyadır.

 

   AKP iktidarıyla birlikte yaşamın her alanında artan şiddet en çok kadınları vurdu. Neredeyse her gün, bir kadın cinayeti ile karşı karşıya kalıyoruz.8 Mart'ı kutlamak için meydanlara çıkan kadınlar güvenlik güçlerinin müdahalesine maruz kalıyor. Anayasal hakları olan, 'Kadın-erkek eşitliği' talepleri, açıkça göz ardı ediliyor. Kadınların iş yaşamına katılma hakları ellerinden alınıyor, 'En az üç çocuk' baskısıyla eve bağlanmak isteniyor. Kamu atama ve terfileri liyakat yerine, cinsiyetçi bakış açısıyla yapıldığı için kadın yönetici sayımız gittikçe azalıyor. 'Çocuk gelin' sayısı hızla çoğalıyor, kadına ve çocuklara yönelik cinsel istismar oranları, vicdanı olan herkesi kahredecek kadar artıyor. Oysa bu kötü tabloya karşın adalet, eşitlik ve özgür bir gelecek hayalinin öncüleri olan kadınlar bütün yaşadıklarına karşı çıkmaktadır.

 

   Toplumumuzun, ’demokrasi ve insanca yaşam' talebi ancak ve ancak kadınların elleriyle kuracakları bir gelecekle karşılanmış olacaktır. Kurtuluş Savaşı'nda Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün en büyük destekçisi ve güvencesi olan kadınlar, toplumsal barışı da sağlayacaktır. Tüm bu duygu ve düşüncelerimle,8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutluyorum.

 

Ayşe Sönmez

 

   Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde tüm kadınlarımızın yürekleri, teröre karşı vatanımız için mücadele eden Mehmetçiklerimizle çarpıyor. Yüreklerimiz asker anneleriyle, şehit anneleriyle birlikte çarpıyor. Yüreklerimiz Diyarbakır’da HDP’nin, PKK ‘ nın kandırıp dağa kaçırdıkları evlatları için evlat nöbeti tutan annelerin yürekleriyle birlikte çarpıyor.

 

   Mehmetçik annelerine, şehit annelerine, evlat nöbeti tutan Diyarbakır annelerine sesleniyoruz. Sizin çocuklarınız, bizim çocuklarımızdır. Acılarınızı paylaşıyor ve daima sizlerle birlikteyiz. Bugün fabrikalarda, tarlalarda hayatın her alanında üreten kadınlara karşı maalesef haksızlıklar hala devam ediyor.

 

   1920 lerde Atatürk’ün yaptığı devrimlerle kadınlar toplum hayatına katılmış, erkeklerle eşit haklara sahip olmuştu. Bugün üzerinden yüz yıl geçmesine rağmen halen daha eşitsizlik giderilememiş tam aksine kadınlar toplumsal hayatın dışına itilmeye çalışılmakta, kadına şiddet ve cinayetler artmaktadır. Toplumun yarısını oluşturan kadınlar yok sayılarak ileri bir medeniyet kurulamaz. Toplumun iki ayağını eşit hale getirmek ve sağlamlaştırmak için her zaman mücadele edeceğiz. Ülkemizin içinde bulunduğu sorunları ve kadın sorunlarını çözebilmek için Atatürk devrimlerini yaşatacak ve ileriye taşıyacak bir hükümete ihtiyaç vardır. Bu milli hükümeti kurmak için bütün kadınları Vatan Partisinde mücadeleye davet ediyoruz.

 

   Bütün kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçiler Gününü kutluyoruz.