1 Mayıs mesajı yayınladılar!

Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, Düzce Üniversitesi Rektörü Nigar Demircan Çakar, Düzce Barosu Başkanı Av. Azade Ay, CHP İl Başkanı Haluk Demir, Vatan Partisi Düzce İl Başkanı Fethi Sönmez ve Düzce Sağlık-Sen Şube Başkanı Cihan Özal 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı dolayısıyla birer mesaj yayınladı.

1 Mayıs mesajı yayınladılar!
30.04.2020 - 19:29
1233

   Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, Düzce Üniversitesi Rektörü Nigar Demircan Çakar, Düzce Barosu Başkanı Av. Azade Ay, CHP İl Başkanı Haluk Demir, Vatan Partisi Düzce İl Başkanı Fethi Sönmez ve Düzce Sağlık-Sen Şube Başkanı Cihan Özal 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı dolayısıyla birer mesaj yayınladı.

 

Faruk Özlü

 

   Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

 

   Başkan Özlü, “Ülkemizin büyümesi ve kalkınması için üreten, emek veren, alın teri döken işçilerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum. Dayanışmanın ve iyiliğin birleştiği bu güzel günde; tüm işçi kardeşlerimi sevgi ve saygıyla selamlıyorum” dedi.

 

Nigar Demircan Çakar

 

   İşçilerin; daha insanca bir çalışma ortamının oluşturulması, geleceğe umutla bakabilme ve her türlü sosyal güvencenin sağlanabilmesi ile çalışma süresinin belirlenmesi için, 1 Mayıs 1886 tarihinden beri başlattığı mücadele, 1889'da Milletlerarası İşçi Kardeşliği Teşkilatı'nın girişimiyle Paris Kongresi'nde "işçilerin ortak bayramı" olarak kabul edildi.

 

   Gerçekleştirilen uzun uğraşlar sonucunda elde edilen “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”nde, bütün yıl büyük bir emek ve istekle çalışan, ülke ve dünya ekonomisine ciddi katkılar sunan işçilerimizin her şeyin en iyisini hak ettiğini düşünüyoruz.

 

   Düzce Üniversitesi olarak, işçilerin;  iş kazalarında hayatlarını yitirmediği, haklarının yenmediği, sağlıklı, huzurlu bir ortamda mesleklerini icra edebilecekleri bir yıl geçirmelerini diliyoruz.

 

Azade Ay

 

   Yaşanan bu salgın nedeniyle, insanlık kara günlerin sarmalında olup, bu karanlık günlerde emeğin ne derece kutsal olduğu bir kez daha hatırlanmıştır. Ne yazık ki yaşadığımız bu çağda yürütülen ne o liberal politikaların sonucu olarak emek ve insan adeta yok sayılmıştır. 

 

   Öncelikle emeğin sömürülmesinin önlenmesine yönelik çalışmaların bir an evvel yapılmasının zorunlu olduğunu bir kez daha hatırlatır, emeğe saygı duyulan, eşit, adil, hakça paylaşımın olduğu ve hukuk güvenliğinin bulunduğu bir dünyada tüm insanlığın yaşaması umuduyla, en başta sağlık emekçileri olmak üzere tüm emekçi dostların 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününü Düzce Barosu adına kutlarım.

 

Haluk Demir

 

   CHP Düzce İl Başkanı Haluk Demir 1 Mayıs İşçi Bayramı ile ilgili kutlama mesajı yayınladı:

 

   En kutsal değer olan emeğin ve alın terinin, üreterek çalışma gücünün kutlandığı 1 Mayıs, ülkelerin kalkınmasında, büyümesinde ve gelişmesinde önemli bir rol oynayan emekçi çalışanlarımız için" Emek ve Dayanışma Günü" olarak kabul edilmiştir.

 

   Kadın, erkek, çocuk fark etmeden, din, dil, ırk ayrımı göz etmeden verilen hak ve emek mücadelesi ise hem kutsal, hem de yine insanlık tarihi için gerekli bir eylemdir. Zira sınıf ayrımı yapılmayan, sömürünün olmadığı, herkesin eşit ve iyi koşullarda sağlık, eğitim gibi temel imkânlardan faydalandığı bir dünya içindir bu mücadele.

 

   İşçi, emekçi ve tüm çalışanlarımızın daha iyi ortamlarda çalışabilmeleri, yaşam standartlarının iyileştirilmesi ve daha iyi seviyelere ulaşabilmesi en büyük hedeflerimizdendir. Çalışanların ve emekçilerin her zaman yanında olduğumuzu belirterek; birlik, mücadele ve dayanışma günü olan bu günün dünya barışını güçlendirmesini ve beraberliğimizi pekiştirmesini diliyorum.

 

   CHP Düzce İl Başkanlığı olarak, bu özlemimizden, bu umudumuzdan ve bunun için mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğimizin sözüyle; bugüne kadar bu yolda yaşamını yitiren tüm emekçi kardeşlerimi rahmetle anıyor, emeğe ve üreten herkese saygılarımı sunarak, tüm işçi ve emekçilerin bu anlamlı gününü kutluyorum.

 

Fethi Sönmez

 

   Bu Bayram Kahraman Sağlık Emekçilerine Armağan Olsun.

 

   Bu yıl, 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramını hem virüs salgını, hem de ekonomik krizle karşılıyoruz. Çalışma koşulları zorlaşmış, işsizlik artmıştır.

 

   Bugün en önemli sorun iş güvencesi ve işçilerin üretim sahalarının korunmasıdır.

 

   Bu dönemde önceliğimiz hiçbir fabrikanın kapanmasına izin vermemektir. Üretim sürsün, işsiz kalınmasın.

 

   Krizin sıkıntılarını hep birlikte çözmek zorundayız. Burada öncelikle işçiler korunmalı. Devlet hiçbir üretim tesisinin kapanmasına müsaade etmemeli, destek olmalı. Gerekirse kamulaştırmalıdır.

 

   Türkiye bu zor günlerden ancak üretim devrimi ile çıkabilir. Evlerde aş tenceresinin kaynaması gerekir.

 

   Düzce ‘de az da olsa bazı işyerlerinde ücretsiz izin uygulaması olduğunu duymaktayız. Bu yapılmamalıdır.

 

   Geleceğe güvenle bakabilmenin tek koşulu üretim ve üretimin temel unsuru olan işçilerin haklarının korunmasıdır. Türkiye’nin ufku işçinin emeği ve üretimle aydınlanacaktır.

 

   Virüs salgınına karşı En Önde Kahramanca Mücadele Eden Başta sağlık emekçilerimizin olmak üzere tüm işçi ve emekçilerimizin 1 Mayıs emek ve dayanışma bayramı kutlu olsun.

 

Cemal Özal

 

   Alın terinin, emeğin ve örgütlü mücadelenin sembol günü olarak her yıl coşkuyla kutladığımız 1 Mayıs’a, bu sene, ne yazık ki koranavirüsün gölgesi altında giriyoruz.

 

   Daha önceki yıllarda yaptığımız gibi demokrasilerin vazgeçilmezi “örgütlü toplum”, “örgütlü sendika” diyerek, binlerce üyemizle meydanları doldurup sorunlarımızı haykırarak dayanışmamızı pekiştirmek isterdik.

 

   Ne yazık ki Covit19 salgını bireysel yaşamı evlerle sınırlandırıp, toplumsal yaşamı durma noktasına getirdiğinden, bu arzumuz mümkün görünmemektedir. 

 

   Buna karşın bir milyon yüz bin sağlık çalışanı, salgınla kora kor mücadele edip daha fazla can kurtarmak, şifa dağıtmak amacıyla gecelerini gündüzlerine katmaktadırlar.

 

   Üstelik tüm bunları kendi canları pahasına yapmaktadırlar. Ailelerini, yakınlarını, yuvalarını haftalarca görmedikleri veyahut uzaktan bakıştıkları bile oluyor.

 

   Buna karşın binlerce sağlık çalışanına virüs bulaştı ve ne yazık ki aralarında kaybettiklerimiz oldu. Vefat edenlere Allah’tan rahmet dilerken, hasta olanların bir an önce şifa bulmasını temenni ediyoruz.

 

   Milletimizin tamamının ittifak ettiği gibi, sağlık çalışanlarımız bu süreçte adeta destan yazıyor. Göstermiş oldukları fedakarlıkların tarifi mümkün değildir.

 

   Bu zorlu süreci, sağlık çalışanlarımızın özverili çalışmalarıyla elbette atlatacağız. Milletimizin beklentisinin ve inancının bu yönde olduğunun bilincindeyiz.

 

   Bunun yan ısıra toplumumuzun genelinde sağlık çalışanları lehine oluşan pozitif atmosferin de farkındayız. Temennimiz oluşan bu atmosferde, sağlık çalışanlarının yaşamış oldukları kronik sorunların da bir an önce çözüme kavuşmasıdır.

 

   Nitekim süreç içeresinde bunun örneklerini gördük.  Sağlık çalışanlarına şiddet gösterenlerin cezalarında artışa gidilmesi, bunun güzel bir örneğidir. Sıra şimdi bu yasanın tam manasıyla uygulanmasına gelmiştir. Şifa dağıtılan sağlık kuruluşlarının şiddetle anılması kadar kötü bir şey olamaz.

 

   Sağlık çalışanlarının en önemli bir diğer kronik sorunu da döner sermaye adaletsizliğidir. Yapılan son düzenleme sorunu ortadan kaldırmak yerine, ne yazık ki daha da derinleştirmiştir. Bu sorunun sağlık çalışanları üzerindeki olumsuz etkisi, koronavirüsle mücadele sürecinde de etkisinden, adaletsizliğinden hız kesmedi. Sağlık çalışanları için refah, adalet, hakkaniyet ve huzur dağıtması gereken döner sermaye sistemi, mevcut haliyle tam tersini yapıyor, çalışma barışını bozuyor. Adaletsizlik üzerine kurulu bu sistemden bir an önce dönülmelidir.

 

   Sağlık sistemindeki sözleşmeli istihdam türü ise çalışma barışını ve huzurunu bozan bir başka önemli sorundur. Bu istihdam türünün ne kadar hakkaniyetsiz olduğu salgınla mücadele sürecinde bir defa daha görüldü. Bu şekilde istihdam edilen sağlık çalışanlarının hiçbiri, salgınla mücadele ederken, bir an olsun sözleşmesine bakma gereği duymadı, üzerine hangi görev düştüyse, canla başla çalıştı. Aynı durum, hizmetli kadrosunda çalışan arkadaşlarımız için de geçerlidir.  Tüm bu arkadaşlarımız, hak ettikleri, kendilerini güvencede görecekleri kadroya geçirilmelidirler.

 

   Sağlık hizmetleri keyfilik üzerine yürütülecek bir alan olmadığından icap nöbeti ücretleri mutlaka eksiksiz olarak ödenmelidir. Bazı idareciler, ücretlerini ödemeden sağlık çalışanlarına zorla icap nöbeti tutturuyor. Hizmetlerin kesintiye uğramaması noktasında sağlık çalışanları icap nöbeti tutmaktan kaçınmıyorlar ancak bunun mevzuatta öngörülen karşılığının da idarece esirgenmemesi gerekiyor. Kaldı ki bu nöbetlerin karşılığını bazı sağlık çalışanları alırken, bazıları alamıyor. Bu keyfiliğe son verilmelidir.

 

   Salgınla mücadele ederken hayatlarını kaybeden sağlık çalışanlarının şehit sayılması ise yaşadığımız zamanın ve yürütülen mücadelenin ruhuna uygun bir adım olacaktır. Çünkü sağlık çalışanları,  görünmeyen düşmana karşı verilen amansız mücadelenin en ön saftaki yeri doldurulamaz neferleridir. Bu mücadele üzerinden yüzyıllar geçse de unutulmayacak bir mücadeledir. Hayatlarını kaybeden sağlık çalışanlarının şehit sayılması, bu mücadelenin yaşanılan zamanın ötesine taşan anlamları olduğunu her daim hatırlatacaktır.

 

   Milletimizin ve ülkemizin güvencesi vefakâr sağlık çalışanlarının sorun ve beklentileri elbette bunlarla sınırlı değildir. Öncelik ve önem arz eden saymış olduğumuz hususların karşılanıp çözüme kavuşturulması, sağlık çalışanlarımızın yüzünü güldürürken, üzerlerindeki yükün hafiflemesine yol açacaktır. 

 

   Sağlık-Sen olarak, sağlık çalışanlarımızın yüzü ne kadar çok gülerse, üzerlerindeki yük ne kadar hafiflerse, ülkemizin ve milletimizin yüzünün çok daha fazla güleceği inancındayız.

 

   Bu vesileyle, çalışan, üreten, alın teri akıtan herkesin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyor, birliğimizin, beraberliğimizin, kardeşliğimizin daim olmasını diliyoruz.