Baba, prostat hastalığı ile ilgili önemli bilgiler paylaştı!

Düzce Üniversitesi Hastanesi’nde hasta kabulüne başlayan Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Dursun Baba, prostat hastalığı ve tedavisi ile ilgili önemli bilgiler paylaştı.

Baba, prostat hastalığı ile ilgili önemli bilgiler paylaştı!
25.07.2020 - 11:31
1874

  Düzce Üniversitesi Hastanesi’nde hasta kabulüne başlayan Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Dursun Baba, prostat hastalığı ve tedavisi ile ilgili önemli bilgiler paylaştı.

 

   Prostatın her erkekte olan, üremeyle ilgili bir organ olduğunu anımsatan Dr. Öğr. Üyesi Dursun Baba,  “Prostat, mesanenin (idrar torbasının) çıkışında bulunur, içinden de alt idrar yolu geçer. Ergenliğe kadar gelişmemiş bir formda bulunur. Ergenlikle beraber hormonlardaki değişimle büyümeye başlar. Spermi besleyen ve koruyan sıvıyı salgılar. Sağlıklı bir erişkinde yaklaşık iri bir ceviz büyüklüğündedir ve hacmi 15-25 ml civarında iken yaşlandıkça yavaş şekilde büyür. Prostat hastalıklarını kabaca üçe ayırabiliriz. Prostat iltihapları (prostatit), prostatın iyi huylu büyümesi (BPH) ve prostat kanseridir. Prostat büyümesi ve kanseri genellikle 45-50 yaşından sonra, prostat iltihapları ise ergenlik sonrasında her yaşta görülebilir.” dedi.

 

“Sinsi Seyirlidir ve İlerlemedikçe Çoğu Zaman Şikayet Yaratmayabilir” 

 

    Erkeklerde en sık görülen kanser türünün prostat kanseri olduğuna dikkat çeken Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, “Ancak 35 erkekten sadece biri prostat kanserinden ölmektedir. Sinsi seyirlidir ve ilerlemedikçe çoğu zaman şikayet yaratmayabilir.  Erkeklerde yaş ilerledikçe prostat kanseri gelişme olasılığının arttığı bilinmektedir.” diye konuştu. 

 

   Prostat hastalığının genel şikayetleri hakkında bilgiler veren Dr. Öğr. Üyesi Baba,  “İşemede başlamada ve sonlandırmada güçlük, zayıf veya kesikli idrar yapma, idrarda yanma, sık işeme ihtiyacı, tam boşaltamama hissi, geceleri sık idrara kalkma, ani idrar sıkışıklığı, idrar tutmama, idrar yapamama hali, idrar veya menide kan görülmesi olarak sıralayabiliriz. Bu yakınmalar prostat ve alt idrar yolları sorunlarına özgüdür. Ancak prostatın ya da idrar yollarının hangi tür hastalığına bağlı olduğu ancak üroloji uzmanı muayenesi ve gerekli tanısal incelemeler sonucunda saptanabilir. Büyüyen prostat bezi; idrar yolu ve mesane çıkımında yarattığı tıkanma ile birlikte idrar akışını engellemesi, mesanenin hem idrar depolama hem de idrar boşaltma işlevini bozabilir. İlerleyen dönemde tedavi edilmez ise idrar tam boşaltılamaz tekrarlanan idrar yolu enfeksiyonlarına, mesane taşlarına, mesane divertiküllerine (mesane yapısının bozulması) neden olabilir ve yavaş yavaş böbrek yetmezliği ile sonuçlanabilir.” ifadelerini kullandı.  

 

“İyi Huylu Büyümesinde Hormonal, Çevresel, Genetik Faktörler (Ailede Prostat Hastalığı Olması) , ve Beslenme Etkilidir”

 

    Herkeste olmasa da erkeklerin yüzde 90’ında yaşla birlikte prostatın büyüdüğünü dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Dursun Baba, “40 yaşından sonra çoğunlukla yavaş yavaş problem çıkartmaya başlıyor. İyi huylu büyümesinde hormonal, çevresel, genetik faktörler (ailede prostat hastalığı olması) ve beslenme etkilidir. Prostat kanserin gelişiminde ırk ve aileden gelen genetik faktörler, hormonlar, beslenme, sigara ve alkol tüketimi riski arttırabilir. En önemlisi ailesel riskler olduğu için, ailesinde prostat kanseri olanlar başta olmak üzere 50 yaştan sonra tüm erkeklerde prostat kanser riski yönünden düzenli yıllık takip önerilir. Prostat kanseri hazır beslenme ve azalmış fiziksel aktivitenin yaygınlaşması sonrası ciddi bir artış göstermiş, erkeklerde en sık görülen kanser türü ve en çok öldüren üçüncü kanser olmuştur.” şeklinde konuştu.  

 

“50 Yaşından Sonra Her Sağlıklı Erkek Yılda Bir Kez Kontrol Yaptırmalı”

 

   Erken dönemde prostat hastalıklarının herhangi bir şikayete neden olmayabileceğine işaret eden Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, idrar yollarını ilgilendiren belirti ve bulguları olan kişilerin mutlaka bir üroloji uzmanına muayene olmasının önemine vurgu yaptı. 50 yaşından sonra her sağlıklı erkeğin yılda bir kez kontrol yaptırması gerektiğinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Baba,  tedavi yöntemleri hakkında ise şu bilgileri verdi:  “Tedavide temel belirleyici etkenler, hastanın yakınma derecesi ve prostat büyümesinden kaynaklanan fiziksel ve fonksiyonel sorunlardır. İyi huylu prostat büyümesi tedavi yaklaşımları arasında ilaç ile (medikal) tedavi, ilaç tedavisinden fayda görmeyen hastalara idrarını daha rahat yapması amacıyla uygulanan cerrahi tedavi yöntemler (Kapalı Prostat Ameliyatı, Bipolar TUR - Laser Prostatektomi, Açık Prostat Ameliyatı) ve ilaçların kullanıldığı prostatit tedavisidir. Prostat kanseri tedavi yaklaşımları ise hastalığın evresine ve derecesine göre farklılık gösterebilir. Tedavi yöntemleri, hastanın durumuna veya hastalık düzeyine bağlı olarak tek başına, bir arada, sıralı ve alternatifli olarak uygulanabilir. Düşük riskli hastalarda tedavisiz aktif izlem bir seçenek olarak sunulabilir.  Gerekli tanısal incelemeler sonrasında çoğu hastada cerrahi tedavi (radikal prostatektomi), ışın tedavisi (radyoterapi, brakiterapi), ilaç tedavisi (hormon tedavisi, kemoterapi) uygulanır.”

 

“Hastada Hiç Yakınma Yokken, Tarama Testleriyle Takip Edilip Tanı Konması Hastalığın Erken Yakalanması ve Tamamen Tedavi Edilmesi İçin Çok Önemlidir”

 

   Prostat kanserinin çoğu zaman ilerlemedikçe belirti vermediğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Baba, “Genellikle bize işeme şikayetleriyle veya şikayeti olmayıp kontrol amaçlı başvuran hastaların detaylı incelenmesi sonucunda yapılan biyopsi ile tanı koyarız. Hastada hiç yakınma yokken, tarama testleriyle takip edilip tanı konması, hastalığın erken yakalanması ve tamamen tedavi edilmesi için çok önemlidir, çünkü idrar zorluğu, kanama, ağrı gibi yakınmalar başladığında hastalık ilerlemiştir ve tedavi şansı çok azalmıştır.” diyerek açıklamalarına devam etti.

 

   Her prostat hastalığının kansere dönmediğiniama her prostat büyümesinin de özellikle 45-50 yaşından sonra yılda bir kez kanser araştırılmasının yapılması gerektiğini ifade eden Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi “İyi huylu prostat büyümesi (BPH) tedavi edilmediği durumda bile prostat kanserine dönüşmez fakat beraberinde bulunabilir ya da sonradan gelişebilir. Prostatın iyi huylu büyümesinin tedavisi kanserine göre tamamen farklıdır. Fakat her hastada bu araştırmanın titizlikle yapılması gerekir.” diye konuştu.

 

“Bir Erkeğin Yapabileceği En Ciddi Önlem, Sağlıksız Yoğun Yağlı Yiyeceklerden Uzak Durması ve Günlük Fiziksel Aktivitelerini Arttırması”

 

   Prostat sağlığı ve prostat kanserinden korunmak için tavsiyelerde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Dursun Baba, açıklamasını şu şekilde tamamladı: “Risk grubunda olsun ya da olmasın bir erkeğin yapabileceği en ciddi önlem, sağlıksız yoğun yağlı yiyeceklerden uzak durması, spor gibi günlük fiziksel aktivitelerini arttırması ve kilo almamasıdır.45-50 yaşından itibaren her erkeğin, her yıl bir kez prostat muayenesi olmasını öneriyoruz.  Bu şekilde henüz belirti vermemiş, hastada şikayete yol açmamış erken evredeki prostat kanseri, erken teşhis edilebiliyor. Yine her erkekte doğal olarak meydana gelen prostat büyümesinin ne boyutta olduğunu saptayabiliyoruz. Muayeneye ek olarak kanda bakılan PSA testi de bize prostat sağlığı ile ilgili önemli fikir veriyor. Bu noktada eğer gerekirse ileri tanı yöntemlerine başvurulabiliyor. En önemli tavsiye düzenli kontrol yapılmasıdır, çünkü prostat hastalıklarında erken tanı hem tedavinizi kolaylaştırır hem de hayat kurtarır.”