DÜ öğretim üyesi ödüle layık görüldü!

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Attila Önmez, XVII. Metabolik Sendrom Sempozyumunda “En iyi Sözlü Bildiri İkincilik Ödülüne” layık görüldü.

DÜ öğretim üyesi ödüle layık görüldü!
4.12.2020 - 17:13
1876

   Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Attila Önmez,  XVII. Metabolik Sendrom Sempozyumunda “En iyi Sözlü Bildiri İkincilik Ödülüne” layık görüldü.

 

   Metabolik Sendrom Derneği tarafından düznelenen “XVII. Metabolik Sendrom Sempozyumu”,  başta iç hastalıkları, kardiyoloji, endokrinoloji, nefroloji ve aile hekimliği alanları olmak üzere pek çok uzmanlık alanından hekimlerin katılımıyla online olarak gerçekleşti.

 

   Sempozyum seçici kurulu tarafından yapılan değerlendirme sonucunda Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Attila Önmez’in  “Obez Hastalardaki İnsülin Direnci İçin Alternatif Ucuz ve Güvenilir Marker: Trigliserid/Glukoz İndeksi” başlıklı bildirgesi  “En İyi Sözlü Bildiri İkincilik Ödülü”nü kazandı.

 

 

Sürekli İnsülin Direnci Üreten Pankreas Bir Süre Sonra Yorgun Düşer

 

   Çalışması ile ilgili bilgiler veren Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Attila Önmez, “İnsülin direncinin, artan kilo alımı, hareketsiz (sedanter) yaşam, yanlış beslenme ile ortaya çıkan, kan şekerini düşürebilmek için pankreasın daha fazla insülin üretmek zorunda kaldığı durumdur. İnsülin direnci, esasında artan kan şekerinin hücreye zarar vermemesi için vücudun geliştirdiği koruyucu (kompansasyon) bir mekanizmadır. Ne yazık ki tanı konmadığında veya önlem almada yetersiz kalındığında vücut bir süre sonra bu koruyucu mekanizmayı devam ettiremez.” dedi.

 

“Hem Ucuz Hem De Kolay Ulaşılabilir Olması Nedeniyle 

İyi Bir Alternatif Olarak Kullanılabilir”

 

   İnsülin direncinin ilerlemesiyle diyabet ve kalp-damar hastalığı riskinin de arttığına vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Önmez,  “İdeal vücut ağırlığının yüzde 35-40’ın üzerine çıktığında insülin direnci de ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında; bel çevresi artışı, birinci derecede yakınlarında ya da kendisinde obezite, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği olması, daha önce iri bebek doğurmuş olması, kan şeker yüksekliği (prediyabet), polikistik over sendromu gibi durumlar da insülin direncinin olabileceğinin kanıtlarıdır. İnsülin direncinin kesin tanısı için açlık plazma insülin ve glukoz gibi laboratuvar testlerinden de faydalanılabilir fakat bu test hem ekonomik değildir, hem de her merkezde bulunmayabilir. Bunun için de eğer insülin direnci varlığını sayısal bir değer ile ifade etmek durumundaysak; araştırmamızda saptadığımız Trigliserid/glukoz (Tyg) indeksi hem ucuz olması hem de kolay ulaşılabilir olması nedeniyle iyi bir alternatif olarak kullanılabilir. ”diye konuştu.