SİZİN DE Mİ SÖYLEYECEK SÖZÜNÜZ YOK?

Düzce’de eğitimin geldiği son noktayı günlerdir manşetlerimize taşımamıza karşın, asıl söz sahiplerinin 3 maymunu oynamasının yanında işleri eğitim olan sendikalardan da hiçbir ses çıkmaması içler acısı halimizi bir kez daha gün yüzüne vurdu.

SİZİN DE Mİ SÖYLEYECEK SÖZÜNÜZ YOK?
14.10.2019 - 11:28
1454

Düzce sağlığını kaybetmesi ve an be an ölümle burun buruna yaşamasının yanında basiretsiz yöneticilerimiz sayesinde eğitimde ki noksanlığının ceremesini de ahbap çavuş ilişkisi ekseriyetinde çekmeyi sürdürüyor.

 

Hali hazırda Milli Eğitim Müdürü ve Müdürlük üzerinden ele aldığımız sorularımız cevap beklerken, konunun sacayaklarından olan sendikaların sessizliğe bürünmüş şekilde görmezden gelmeleri Düzce’nin eğitiminin samimiyetsiz şekilde yönetildiğini de gözler önüne seriyor.

 

Maaş konusu başta olmak üzere, özlük hakları ve daha birçok konuda sendikal açıklamada bulunma cihetini gösteren sendikaların, asıl işleri olan ve düzeltilmesi elzem görülen böyle bir durumda neden sessiz kalabildiklerini anlamak mümkün değil.

Ya hepsi Düzce’nin eğitiminin gidişatından ve il MEM’in uygulamalarından memnun, ya konunun ciddiyetinin farkında değil, ya yerlerini kaybetme korkusu yaşıyorlar, ya da görmezden geliyorlar.

***

SENDİKA; İşçilerin ya da işverenlerin ayrı ayrı olmak üzere iş, kazanç, toplumsal ve kültürel konular yönünden çıkarlarını korumak, yeni haklar sağlamak ve onları daha da geliştirmek amacıyla aralarında yasalar uyarınca kurdukları birlik olarak tanımlanır. Başka bir deyişle sendika, istihdam koşullarını sürdürmek ve geliştirmek için bir araya gelen çalışan gruplarıdır.

 

Bir sendikanın tipik faaliyetleri arasında, üyelerine yardım ve hizmet sağlanması, kamu hizmetlerinin kalitesinin iyileştirilmesi için çalışılması, politik kampanya ve endüstriyel eylemler için tüm çalışanlar için daha iyi ücret ve koşullar için toplu pazarlık yapılması sayılabilir.

***

Sendika ve sendikacılık tanımına göre EĞİTİM SENDİKALARI için ortaya çıkan tablo da bulundukları yerleşim yerlerinde ki (kendilerinin de şikayetçi oldukları şekilde) yanlış ve taraflı uygulamalara karşı durmaktır. Asıl olan da budur.

Ancak Düzce ölçeğinde görünen o ki bu durumun işlerliği sadece kendi sendikaları, kendi üyeleri ve kendi düşünceleri ekseninde seyrediyor görüntüsünde, günü kurtarma ve sendikalarının reklamını yapmaktan öte geçememektedir.

 

Yukarıda saydığımız hangi iddia altında olursa olsun, sendikacılığın asli görevi, bulunduğu bölgenin eğitim, sağlık yahut diğer konularda hep daha ileri gitmesini sağlamak, başarı oranını aynı derece de yükseltmesine katkıda bulunmaktır.

***

Ancak ne hikmetse Düzce’de ki eğitim sendikaları, birkaç haftadır eğitimde yaşanan sıkıntıları dile getirmemize, tavandan tabana eğitimci, fiziki şartlar ve kalite konusunda ki olumsuzlukları kamuoyu ile paylaşmamıza karşın rahatlarını bozmaktan çekinir görüntü halinden kurtulamamaktadırlar.

Adı üstünde Milli Eğitim. Ve bu önemli konuda dahi sadece yaşananları izlemekten başkasını yapmayan, Düzce’nin geleceğine el vermek yerine 3 maymunu oynamayı tercih eden bu anlayış acilen terk edilmeli ve herkesin elini taşın altına koyması gerekmektedir.

Kaldı ki; sorduğumuz soruların halen cevabını alamamakla birlikte eğitim sendikalarının bizim bildiklerimizin fazlasını kendilerinin de bilebileceğini hatta bu konulardan ötürü muzdarip olabileceklerini de göz önünde bulundurarak sorularımızı tekrarlamakta fayda görüyoruz;

 

 1- İl Milli Eğitim Müdürü her hangi bir milletvekili veya siyasinin referansıyla mı Düzce’de göreve başlamıştır?

2 – Bugün de olmak üzere göreve başladıktan günden bu yana herhangi bir milletvekili veya siyasilerin önerileri doğrultusunda mı hareket etmektedir?

3 – İl Milli Eğitim Müdürlüğü herhangi bir sendika veya vakfın tavsiyeleri doğrultusunda mı hareket etmektedir?

4- Daha önceki dönemlerde bir milletvekilinin bir sendikayla birlikte hareket ederek gerçekleştirdiği konuşulan okul müdürü atamalarına benzer atamalar, bugünkü süreçte yine bir sendika veya vakfın tavsiyeleri doğrultusunda mı yapılmaktadır?

5- Öğrenci ve veli şikayetlerine konu olan öğretmenler eğer belli bir sendika mensubuysa, bu şikayetler sonuca ulaşıyor mu?

6- İl Milli Eğitim müfettişlerine soruşturmalarında herhangi bir baskı uygulanıyor mu?

7- İl Milli Eğitim Müdürlüğü okullarda dağıtılan ve öğrencilerin okuması yönünde baskı uygulanarak bir takım kitaplar dağıtıyor mu? Bu tür kitaplar varsa bu kitapların alımı hangi kriterler baz alınarak yapılıyor? Bu kitapların içerikleri nedir? Neye göre belirlenmiştir?

8 – Düzce’de eğitimin geldiği nokta nedir?

                a) Okul inşaatları başta olmak üzere fiziki yeterlilikleri ne durumdadır?

                b) Eğitimde kaçıncı sıradayız?

 

Son olarak söylemekte fayda var; eğer Sendikacılık yapıyorsanız, hatta Düzce’nin geleceği için sendikal faaliyet yürüttüğünüzü söylüyorsanız eğer buyurun masa burada.

Sofra hazır, yemek sıcak.

Bir zahmet siz de tuzunu katın…