MİLLET, ZİLLET VE ÜMMET..

  • 16.07.2019 10:15

Öyle bir zamandayız ki dostlar,

 

Ne insanlarda saygı kaldı, ne de sevgi. Varsa yoksa tamamen menfaate dayalı arkadaşlıklar, ucu açık, fakat tamamen duygusala (paraya) bağlı evlilikler, nedensiz, niçinsiz kavgalar ve gürültüler. Hatta vatandaşını kandıran ve aşağılayan Siyasiler.

 

Tamahkârlık; eski bir tabir olduğu için bilmeyenlerimiz olabilir. Tamahkârlık "Açgözlü olma durumu veya açgözlüye yakışacak davranış, doymazlık" diye geçer literatürde.

 

Bununla ilgili birçok atasözümüz vardır edebiyatımızda.

 

Örneklersek eğer "Deveyi yar'dan (uçurumdan) uçuran bir tutam ottur" diyebiliriz. Açıklamaya gerek var mı bilmem? Ufak şeylere tamah edip ahmaklık edenler için söylenmiş bir sözdür.

 

Kayıtsız şartsız itaat etmenin veya sevmenin sonucu ya felakettir ya selamet. İnsana düşen görev ise felakete düşmeyi de, selamete çıkmayı da tesadüflere bırakmamaktır.

 

Basit menfaatler karşılığında günü kurtarmak adına kayıtsız şartsız birilerinin ardına düşersen eğer; deve misali bir tutam ot için hayatını kaybedersin. Bu örneği insana uygularsak gelecek nesillerin istikbalini tehlikeye attığının farkına varamazsın.

 

Yüce dinimizden örnek verirsek eğer, insan denilen varlık iyi amellerden de (işlerden de) kötü amellerden de sorumludur. Anlayacağınız "bizi yanılttılar", "Kandırıldık" veya "biz masumuz" deme şansımız yoktur. Çünkü Allah, insan denilen varlığa AKIL gibi üstün bir yeteneği vermiştir.

 

Seçilebilmek için veya iktidar olup küpü doldurabilmek için vatandaşına; “Sevgili MİLLET'im (ben hala hangi Millet olduğunu çözemedim),

 

Muhalefet olunca, "Bunlar var ya bunlar, bunlar İllettir hatta ZİLLET'ir" diyen,

 

Hele hele partisi içinde çatlak sesler çıkınca ve ayrılmalar olunca "ÜMMET'i bölmeyelim" acındırmasını yapan Siyasilerimiz,

 

Hatta vatandaşı açlık ve sefalete mahkum olduğu zaman bile tıksırıncaya kadar yiyen, israf eden ve bol kepçeden harcayan Ülkemizi yöneten sevgili büyüklerimiz bizim nereye hızlıca gittiğimizi, hangi felakete sürüklendiğimizi ve akıbetimizin ne olacağını bizlere söylerlerse bizde ona göre duruş alalım.

 

Burunları Kaf dağında olan, ufak dağları ben yarattım büyüklerini kim yarattı bilmem diyen ve NARSİST' leşmiş politikacılarımız, (NARSİSİZM veya özseverlik, kişinin kendisine tapması, kabaca tabirle kişinin kendisine aşık olması olarak tanımlanan bir terimdir.)

 

MAZOJİST'liğin kitabını yazan idarecilerimiz, (Mazojist, Başkasına veya kendine acı vermekten zevk duyan kişinin Tıp'taki adı.)

 

hatta SADİZM'in Nirvanasına varan devlet malını talan eden yandaş Müteahhitlerimiz (Sadizm, Başkalarına acı vermekten cinsel haz duymanın tıpcası.)

 

Birde ihtiyacı olmadığı halde sırf paylaşmamak için çalan KLEPTOMAN ruhlu insanlar,

 

Ve işin en acısı çaresiz ve güvensizleştirilmiş PSİKOLOJİK (Zeka Bilimi) travmaya düçar olmuş VATANDAŞLARIMIZ.

 

Bunların hepsi işi düştüğünde MİLLET, kendine muhalefet yapıldığında ZİLLET ve içten parçalanmaya başladığında da BÖLÜNMEYELİM EY! ÜMMET diyenlerin yüzünden olmadı mı? Sevgili dostlar.

 

Demek ki neymiş, tekrar edelim "Deveyi yar'dan (uçurumdan) uçuran bir tutam ottur."

 

Ahmet ÇODUR

ahmet-codur@hotmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Rota (www.duzcerota.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Mobil Uygulamalarımız

Android Uygulamamız