MÜSLÜMANLIK VE İSLAM!

  • 18.09.2020 15:02

İstiklal Marşının yazarı şair Merhum Mehmet Akif bakınız ne demiş;

 

Müslümanlık nerede! Bizden geçmiş insanlık bile...

Adem (insan) aldatmaksa maksat, aldanan yok, nafile!

Kaç hakiki Müslüman gördümse, hep makberdedir (mezardadır);

Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir…

 

Diye devam eden şiirinde ne anlatmak istemiştir bilemem.

 

Benim anladığım Müslüman kimliğini aziz dinim bakın nasıl tarif ediyor;

 

“Müslüman; Elinden ve dilinden, karşısındaki kişin emin olduğu, güven duyduğu kimsedir!”der, Hz. Muhammed A.S. vasıtası ile tüm insanlığa gönderilen dinin mensuplarına.

 

Günümüzdeki Müslüman figürüne ne kadar uyuyor orasını okuyucularımın akl-ı selimine ve ferasetine bırakıyorum. Lakin günümüz Müslüman figürüne uyuyor mu? İşte o tartışılır.

 

Tabiiki kendini bilmez Müslüman görünümlülerin pespayeliklerini bu Aziz dine fatura etmek ne kadar doğru, orası ayrı bir tartışma konusu.

 

Benim en çok kızdığım ve bu uğurda canımı bile vereceğim tartışma konusu İslam’ın siyasallaştırılması. Yani bu günlerde sosyal medyada da tartışılan SİYASAL İSLAM.

 

Nedir Siyasal İslam? diye sorarsanız;

 

Siyasi otoritenin İslam kimliğini sırf iktidar olabilmek için kullanması ve iktidar olduktan sonra yapmış olduğu yanlış icraatları İslam gibi doğru ve aziz bir dinin uygunluğuna bakmak yerine, kendi pisliklerine İslam’ı uydurmak. Yani dinin kurallarına uymak yerine, Dini kendi kurallarına uydurmak gibi.

 

Örneğin; gerçek İslam’da Devlet malını (biz ona mali yetim diyoruz) babasının cüzdanından para aşıran haylaz ve hayırsız çocuklar gibi değil de, tüm ailenin ortak malı olduğu bilinci ile ailenin hayrına harcamak. Devlette ise yol, köprü, su, hastane, savunmaya vs.vs. gibi yerlere harcamak. Yani kendine saray, yüzlerce lüks araç veya uçan saray almak değildir. Çünkü o para senin paran değil.

 

Efendim, araç alıyor da veya saray yaptırıyor da görevi bitince alıp götürecek hali yok ya! Yine devlete kalacakdiyenler olabilir.

 

Halk geçim sıkıntısında iken, halka ait parayı bırakın çarçur etmeyi, kendine makam aracı olarak bisiklet bile alamazsın. Bırak saray yaptırarak içinde yatmayı, sokakta bile yatamazsın.

 

İslam tarihinde bunun örneklerini görebilirsiniz.

 

İslam, aynı zamanda GÜZEL AHLAKTIR ve İslam’da cemaat, tarikat gibi kurumlar yoktur. “Allah’ın tüm vasıflarını liderine yakıştıran” yalakalar yoktur. “Yolsuzlukla, hırsızlık bir değildir” diyen güya sözüm ona İslam otoriteleri yoktur.

Bunların yaptığı ahlaksızlıkları İslam’a uyduramazsın. O zaman sen İslam değilsin, kusura bakma ama Müslüman hiç değilsin.

 

Kişi kendisi ile Yaratanı arasına kimseyi sokamaz.Soktuğu an o kişi veya otorite onun putu olur. Bu da yüce dinimiz gereğince Şirktir (yani Allaha ortak koşmaktır) bunun vebali de çok büyüktür, affı da yoktur.

 

Efendim; “sende kim oluyorsun, dini otoritemisin ki bunları yazıyorsun” diyenlerin seslerini duyar gibi oluyorum.

 

Ben, Allah’ın bana bahşettiği akıl gibi bir nimeti kullananlardanım ve Kur’an gibi bir hayat kitabını okuyan sade bir Müslüman Türk’üm. Bu yazdıklarımı da kendini bilen her Müslüman’ın bilmesi gerektiğine inanırım.

 

Bunları buradan benim gibi birinin söylemesi garibinize gidebilir. Devletin Diyanet İşleri Başkanı var, Müftüsü var, İmamı var diyenlerinizde olabilir.

 

Haklısınız ama kardeşim onlardan çıt çıkmıyor. ‘Devlet malını çalmayın, mal istif etmeyin, ahlaksızlık yapmayın, kadınları kullanıp kıyıya atılan bir eşya gibi görmeyin’ dedi de, ben hayır mı dedim.

 

Bildiğim bir şey var, ki İmam-ı Azam bunu bin küsur yıl önce söylemiş;

 

“KRAL SOFRASINDA KAŞIK SALLAYAN DİN ADAMININ FETVASINA İTİBAR ETMEYİN”

 

Onu bilir, onu söylerim..

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Rota (www.duzcerota.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • REFİK BAHRAM
    REFİK BAHRAM
    30.09.2020 08:47

    Cesur yazı yazanları severim.....Dedilerde yok mu dedik.....

Resmi İlanlar

Mobil Uygulamalarımız

Android Uygulamamız