ÜNİVERSİTE HASTANESİNE YÖNELİK ŞOK İDDİALAR

ÖZEL HABER : BARIŞ ZENGİN

ÜNİVERSİTE HASTANESİNE YÖNELİK ŞOK İDDİALAR
9.08.2019 - 13:50
10362

Öncelikle, bu yazıyı aşağıda okuyacağınız şekilde kaleme almamak adına uğraştığımızı belirtmek isterim. Konunun muhatabı Düzce Üniversite Araştırma ve Uygulama Hastanesi yönetim kadrosu başta olmak üzere Rektörlük bölümünden de bahse konu durumla ilgili bilgi istememize karşın bir geri dönüşte bulunulmadığını kamuoyunun bilmesi gerektiğini düşünüyorum.

 

Yazımız biraz uzun ancak hem kendimiz hem ailemiz ve çevremiz hem de Düzceli olarak sağlığımızı emanet ettiğimiz hastanemiz de yaşananların ve sağlığımızın ister istemez kimlere emanet edilmek durumunda bırakıldığının detaylarını herkesin bilmesi gerektiğini düşünerek bahsi geçen bu iddiaları sonuna kadar okumanızı tavsiye ediyoruz. İddiaların sonunda doğaldır ki muhataplarına sorularımız da olacaktır.

 

Düzce Rota Haber olarak, Üniversite hastanesini tercih eden hastaların sağlıksız ortamlarda deva aradıklarını her kesimin bilmesine karşın bu yönde de bir adım atılmaması başta olmak üzere ‘SAĞLIKTA ÇAĞ MI ATLADIK ÇIĞ ALTINDA MI KALDIK’ başlıklı köşe yazımızda eleştirdiğimiz birçok konu halen cevap beklemekte.

 

Görüşüp görüşmemek kendi bilecekleri iş tabi. Buradan ortaya çıkan sonuç şu ki; kimse sağlığımızı ilgilendiren bu konuyu çokta ciddiye ALMAMIŞ. Demek ki daha açık ve net ifadeler kullanmamız gerekiyormuş ki bizde ilerleyen süreçte bunu yapacağız.

 

Ancak bu yazımızdaki konumuz, hastane içerisinde yaşanan ve tıp fakültesi öğrencilerine dayatıldığı öne sürülen iddialardan ibaret olacak.

 

DEĞER ÜRETEN ÜNİVERSİTE!!!

24 Temmuz tarihinde sitemizin ınstagram hesabına Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. Sınıf öğrencisi tarafından gönderilen bir mesajla ortaya konulmaya çalışılan tablo, bizlerde, Düzce’mizin gözbebeği üniversitemiz hastanesinde kamuoyuna yansıyan ‘değer üreten üniversitesi’ tablosunun hiçte görüldüğü gibi olmadığı hissiyatını uyandırdı. Yazımızı okudukça muhakkak ki sizlerde aynı hissiyata sahip olacaksınız.

 

Doktor açığımızın olduğu hepimizin malumu. Bu sebeple aksaklıklar yaşandığı da ve bu durumun bir şekilde geçiştirildiği iddiaları da kamuoyunda sıklıkla gündeme geliyor. Kimimizin anne babası kimimizin eşi yahut komşumuz, arkadaşımız sağlık sorunlarıyla karşılaştığımızda önceliği üniversitesi hastanesine veririz. Bundan doğal bir şey yok.

 

Lakin iddialar çerçevesinde ele alacağımız bu yazımızda şifa bulmak niyetiyle gidilen hastanede hastaların hem zaman hem de ekonomik kayıptan başka bir şey elde edememeleri söz konusu.

 

***

 

İNTÖRN Hekim; tıp fakültesi 6.sınıf öğrencilerinin anılma şekli. Normalde hekimliğe başlamadan önce pratik anlamda kendilerini geliştirmelerinin beklendiği senedir. Ancak pratikte durum hastanenin joker elemanı olmaktır.

 

Yıllar önce bin bir hayalle başlayan, eğitimleri sonunda şifa dağıtması beklenen bu öğrencilerin Düzce Üniversitesi Araştırma Hastanesinde karşı karşıya kaldıklarını iddia ettikleri durum, yapmak istedikleri mesleğin başlamadan bitmesine neden olabilecek soruları beraberinde getiriyor.

 

İddia o ki; hastane yönetimi başta Fakülte Dekanı Prof. Dr. Safinaz Ataoğlu ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İdris Şahin olmak üzere hastanenin yaşadığı doktor sıkıntısına kendilerince çözüm üretip İntörn hekimleri joker eleman olarak kullanıp yetkileri ve kaşeleri olmamasına rağmen günde 400 hastaya bakmaları yönünde telkinde bulunmuşlar.

 

Doğal olarak şifa bulmak için hastaneye gelen hastaların bu durumdan haberleri olmadığı için sıkıntıların baş gösterdiği de iddiaların devamında geliyor. Duruma tepki gösteren ve konuyu dekanlıkla görüştükleri iddialarını sıralayan intörn hekimler yine iddialara göre ‘bir çözüm olmadığı ve bakmak zorunda oldukları’ yanıtını almışlar.

 

Dekanlığın konuyla ilgili asistanları ikna edemediği ve bu bakımdan öğrencileri fazlalaştırarak hasta yükünü azaltmaya çalıştığı da iddialar arasında ki yerini alıyor.

 

Bir diğer iddia ise İl Sağlık Müdürlüğünden bir ekibin üniversite hastanesine geldiği ve intörn hekimlerin hasta bakmaları yönünde söylemde bulundukları konusu.

 

İlk olarak Doktor açığının her bölümden asistanlarla kapatılma yoluna gidildiği ancak asistanların mahkeme yoluyla haklarını geri kazandıkları, bunun üzerine dekanlık tarafından Dahiliye, Kadın Doğum, Genel cerrahi bölümlerinden acile poliklinik açılması talep edildiği, Dahiliye Doktorlarının 5’inin birden tepki göstererek istifa ettikleri, 3’ünün bir şekilde geri döndürüldüğü, 2’sinin ise izne ayrıldıkları da iddialar arasında yerini alıyor.

 

Fakülte Dekanı Prof. Dr. Safinaz Ataoğlu’nun Dahiliye Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Onur Eşbah’ı görevden alarak vekaleten kendisini atadığı ve asistanlara görev tebliğinde bulunduğu, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İdris Şahin’in ise dahiliye asistanlarını üstü kapalı uyararak tebliğ edilen görevi 2 kez yerine getirmedikleri takdirde asistanlıklarının yanacağı şeklinde söylemde bulunduğu iddiaları da hastane içerisinde ayyuka çıkmış durumda.

 

Bir diğer durum ise Üniversitenin Döner Sermaye konusu. Pratisyen hekim konusunda YÖK’ün üniversitelere bir yaptırımı olmadığı için üniversiteler kendileri isterlerse kadro açabildikleri bunu da döner sermaye düşeceği için istemedikleri yönünde ki iddialar.

 

Buraya kadar iddiaları kamuoyu ile paylaştık. Bu iddialar öğrencilerin bizimle paylaştıkları iddialar ve bu konuda hastane yönetimine gereken bilgilendirmeyi yaparak geri dönülmesini bekledik. Sanıyoruz ki ciddiye alınmadığı için dönülmedi.

 

Akabinde Düzce Milletvekili Ayşe Keşir ile konu paylaşılmış, sıkıntılı süreçle ilgili bilgilendirilmiş ve haber yapılacağı defaten söylenmiştir.

 

Ayşe Hanım’ın hali hazırda bir süre önce Sağlık Bakanlığı nezdinde çalışmalar yürüttüğü ve üniversite hastanesinin doktor sıkıntısını çözmek adına adımlar attığı konuşmamız neticesinde ortaya çıkmıştır.

 

Kim kime dum duma bir şekilde başıboş bırakılmış bir hastane, şifa bulmak için burayı tercih eden hastalar ve şifa dağıtmak için eğitim alan ancak psikolojik baskıyla mesleklerinden soğutulan öğrencilerin ortaya koydukları sorunlara yönelik iddialar.

 

Bu yazılanlar ortaya atılan iddiaların bir kısmı ve özetlemiş halidir. Detaylarına ilerleyen dönemlerde değineceğimizi ve Üniversite de yaşanan gerek sağlık gerekse diğer konularda ki aksaklıkları ve yanlışları yazmayı kamuoyunu aydınlatma adına sürdüreceğimizin bilinmesini isteriz.

 

Kamuoyunu aydınlatmak adına sorularımıza geçelim;

 

- Bu iddialar doğruysa, hastane kadrosunu yaşanabilecek tüm olumsuzlukları göz önünde bulundurarak neden dolu halde tutamıyorsunuz?

 

- Bu iddialar doğruysa, İntörn Hekim olarak anılan 6.sınıf öğrencileri neden sürekli Acil kısmında yetkileri ve kaşeleri olmamasına rağmen görevlendiriliyor?

 

- Bu iddialar doğruysa, günde 400 hastaya bakmak zorunda bırakılan bu öğrenciler, üstü kapalı mobbing uygulanarak zorla mı görev yapmaya zorlanıyor?

 

- Bu iddialar doğruysa, Dahiliye Doktorlarının tamamı neden görevlerinden istifa etmişlerdir?

 

- Bu iddialar doğruysa, istifadan döndürülen doktorlar ne şekilde döndürülmüştür? Diğerleri neden döndürülememiştir?

 

- Bu iddialar doğruysa, fakülte dekanı izne ayrıldığı belirtilen doktoru görevden alıp yerine kendisini atamış mıdır? Atayabilir mi? Bunu neden yapma gereği duyar?

 

- Bu iddialar doğruysa, bu durumdan Düzce Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Nigar Demircan Çakar’ın bilgisi var mıdır? Varsa kabullenmiş midir? Yok ise Rektörden habersiz bu işlere nasıl kalkışılmıştır?

 

- Bu iddialar doğruysa, şifa bulmak için hastaneye gelen hastalara doktor yokluğundan ötürü intörn hekimlerin muayene ettikleri yönünde bilgilendirme yapılmış mıdır? Yapılmamışsa neden yapılmamıştır?

 

- Bu iddialar doğruysa, hem öğrenci hem hasta mahremiyetine saygısızlık edilmemiş midir?

 

- Bu iddialar doğruysa, Düzce’nin gözbebeği ve yükselen değer olarak lanse edilen kurum ticarethane gibi mi görülmektedirler?

 

İddialar ekseninde kamuoyunu aydınlatmak adına sorularımızı daha da çoğaltabileceğimizi saklı tutarak, yazımızın devam edeceğini de yineleyerek noktayı koyalım.

 

DEVAMI YAKINDA...