Kadına yönelik şiddete dur çağrısı!

Düzce Ticaret ve Sanayi Odası koordinatörlüğünde faaliyetlerini sürdüren TOBB Düzce İl Kadın Girişimciler Kurulu, Kadına yönelik şiddetin son kurbanları Tuba Erkol ve Emine Bulut olayları nedeniyle bir basın açıklaması yayımladı.

Kadına yönelik şiddete dur çağrısı!
26.08.2019 - 14:29
287

   Düzce Ticaret ve Sanayi Odası koordinatörlüğünde faaliyetlerini sürdüren TOBB Düzce İl Kadın Girişimciler Kurulu, Kadına yönelik şiddetin son kurbanları Tuba Erkol ve Emine Bulut olayları nedeniyle bir basın açıklaması yayımladı.

 

   Kadına yönelik şiddetin son kurbanları Tuba Erkol ve Emine Bulut olayları nedeniyle yapılan açıklamada;

 

   “Kadınlar, hayatın her alanında eğitim, yaş, sosyokültürel durum ayırt etmeksizin şiddet görmekte, hatta gördükleri şiddet sonucu hayatlarını kaybetmektedir. Daha yakın zamanda gerçekleşen vahşet zincirinin kurbanları olan Tuba Erkol ve Emine Bulut’un başına gelenler, ülkemizde kadına yönelik şiddet konusunda devletimiz tarafından alınan önlemlerin ve yapılan çalışmaların kanayan yaraya tam olarak merhem olamadığını göstermektedir. Olayın esasına inmeyen, medyatik bir takım çıkışlar ile soruna çözüm getirilmesi mümkün değildir.

 

   Her yıl taciz, tecavüz, kadın cinayeti ve bunun gibi türlü toplumsal şiddetlere maruz kalan kadınlar rakamlarla anılırken diğer yandan erkeğin şiddeti ile mücadele eden kadınların sayısı gittikçe artmakta fakat yeterli olamamaktadır.

 

   2015’ de 303, 2016’ da 328, 2017’de 409, 2018’ de 440, 2019 yılında ise 275 kadının toplumda zihniyet değişikliğinin sağlanmaması sonucu cinayete kurban gitmesi bunun göstergesidir.

 

   25 Kasım 1960’ta diktatörlüğe karşı mücadele eden 3 kadının (Mirabel Kardeşler) tecavüz edilerek vahşice öldürülmesinin ardından geçen 59 yıl sonra kadınlar hala eşit haklar elde etmek adına sesini yükselttiği, kendilerine biçilen kadın rollerinin dışına çıktıkları için, öldürülmekte ve baskı altında tutulmaktadırlar.

 

   Kadına yönelik şiddet ferdi bir sorun değil toplumsal bir sorundur. Şiddetin önlenmesi, şiddetten korunması, faillerine kavuşturulması, yargılanması ve cezalandırılması için 1 Ağustos 2014’ te yürürlüğe giren “Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi” bunlarla mücadeleye dair İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanması meyvelerini verememiş, değişen toplumsal şartlar sonucu kadın ve erkeğin rol paylaşımı adalet ve hakkaniyet zemininde buluşamamıştır.

 

   Birbirinin karşısında konumlandırılmış kadın ve erkek algısının kırılmamasının beraberinde erkek egemen zihniyeti beslenmiş, kadın erkek hak eşitliğini göz ardı edilmiştir. Aylardır süre giden zaman diliminde meydana gelen ekonomik kriz ve daralan istihdam nedeni ile öncelikli olarak kadınlar işten çıkarılmıştır. Eşit olmayan koşullarda, evine kapanmış sessizce çalıştırılmaya mahkûm edilmişlerdir.

 

   Her geçen gün çığ gibi büyüyen kadına yönelik salt şiddet, öldürme fillerine karşın önemli olan şiddet uygulanmasından sonra bir takım mücadelelerin verilmesi değil, uygulanmasının önüne geçilmelidir. Kadına yönelik şiddetin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, imzalanan uluslararası sözleşmeler ve iç hukuk normları devletin yükümlülüğündedir. Tehdit, taciz gibi eylemlerin nedeni ile yargılanan erkeklere haksız yere tahrik indirimi ve tarihin karanlık sayfalarına gömülmesi gereken iyi hal indirimini uygulamaktan vazgeçerek, caydırıcı ağır yaptırımlar uygulamalıdır.

 

   Bu konuda alınabilecek en önemli tedbir ve çare eğitim sistemimizin revize edilerek öz değerlerine sahip insanların yetiştirilmesini sağlamaktır. Ancak öz değerlerine sahip çıkan insanların kuracağı sağlam aileler ile bu sorunlar aşılabilir.

 

   Şiddetin önlenmesi konusunda yasaların yaşama geçirilmesiyle birlikte kadına yönelik şiddet mücadeleleri için Ulusal Eylem Planı hazırlanmalı, hızlı ve kararlı bir devlet politikasıyla hayata geçirilmelidir. Kadınların ekonomik özgürlüklerini kendi ellerine almalarını desteklemek ve fırsat eşitsizliğinin ortadan kaldırılması için; kreş, sosyal güvenlik, ücretsiz eğitim ve sağlık haklarından yararlanması sağlanmalıdır. Aile ve sosyal hayatlarında kadınların, olumsuz ayrımcılık ortamından kurtulabilmeleri için;

 

   Kadının aile ve sosyal hayat ile ilgili meselelerinin çözüme kavuşturulması,

 

   Aile birliğinin güçlenebilmesi adına kültürel değerlerimizin canlandırılması,

 

   Cinsiyet adaletinin tanınması ve benimsenmesi,

 

   Erkeğin eğitilerek bilinçlendirilmesi,

 

   Bu tip teşebbüslere kalkışan bireylerin alacak oldukları ceza ve yaptırımların kendilerine aktarılması,

 

   Olayın mağduru kadınlara henüz zarar verilmeden müracaat edebilecekleri kurum ve kuruluşların tanıtılması, hak ve özgürlüklerinin öğretilmesi gerekmektedir.

 

   Hangi yasayı hayata geçirirsek geçirelim ailede ve toplumda bu yetiştirilme biçimi, bilinç ve farkındalık kazanma sorunu aşılmadan, temel eğitimde hatta anaokullarında bu yönde metotlarla dersler verilmeden, toplumsal cinsiyet eşitliliği sağlanmadan yasaların bir anlamı kalmayacaktır.

 

   Birbirini tamamlayan, cinsiyetçi erkek egemen zihniyetin karşısındaki mücadelesini dünden bugüne ve yarınlara taşımayı hedefleyen, TOBB Düzce İl Kadın Girişimciler Kurulu olarak, adalete olan inancımızla birlikte güçlü ve sağlam bir toplum için kadına yönelik şiddete hayır diyor üstümüze düşen bu kutsal görevde her daim kadınlarımızın yanında olduğumuzu kamuoyuna duyuruyoruz”  ifadelerine yer verildi.