ARIYORUM SENİ EY TÜRKÇE

  • 27.09.2019 11:36

13 Mayıs 1277 de Karamanoğlu Mehmet Bey, idareciliği sırasında bir ferman yazmış ve bu fermanı ülkenin her yerinde okutmuş. Neymiş bu ferman birde biz okuyalım bakalım. “ BU GÜNDEN GERU (BERİ) DİVANDA, DERGÂHTA VE BERGAHTA, MECLİSTE VE MEYDANDA TÜRKÇEDEN BAŞKA BİR DİL KULLANILMAYA”

 

Evet, yanlış duymadınız bu fermanı 742 yıl önce Karamanoğlu Mehmet Bey söylemiş. Bu gün ise dilimizin ve kültürümüzün ne hale geldiğine bir bakalım.

 

Güle-güle, Allahaısmarladık yerine; Bay-bay, çaav veya çüüs. Her halde yerine Herıld demekteyiz. Yazıcı yerine Printer, belgegeçer yerine faks, Hava soğutucu yerine Air-conditioner dilimize yerleşmiş.  Büyüğe Mega, küçüğe mikro, sonuca final, mesire veya kır gezintisine Piknik diyoruz artık. Yaşa, Varol nidaları ile sevinirken bir bakıyorsun oley-oley nidaları dilimize yerleşmiş. Vurguncumuza spekülatör, eşkıyaya Mafya, yıldızımıza Star, iş hanımıza plaza, bedestenimize galeria deyivermişiz birden.

 

Bizler terör, sağ-sol kavgası, AB sevdası ve Avrupalılaşma ile oyalanırken, birde bakıyorsun Türkçemiz elden gitmiş. Eyvah! demeye kalmadan dilimize yüzlerce yabancı kelime yerleşivermiş. Sonuç ne olacak biliyor musunuz dostlar. Ben dedemle anlaşamadığım gibi, torunlarımız bizi hiç anlayamayacak ve bir birimizin yüzüne bakacağız uzaydan gelmiş yaratıklar gibi.

 

Kenya kurucu Devlet başkanı Jomo Kenyatta’nın güzel bir deyişi var. “ Batılılar geldiği zaman bizim elimizde topraklarımız, onların elinde İncil vardı. Bize gözlerimizi kapatıp dua etmeyi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda bizim elimizde İncil, onların ellerinde topraklarımız vardı”. Çok düşündürücü ve manalı bir söz zenci dedikleri ve hakir gördükleri Kenya’lının söylediği sözler..

 

Batılılaşma ve Avrupa Birliği sevdası ile ve bizlere sundukları reçetelerle bizlerden neleri kopardığını hep beraber gördük ve daha da göreceğiz. Dilimizle oynanıyor, dinimizle oynanıyor en acısı geleceğimizle oynanıyor. Çünkü nesiller artık birbirinden koptu. Dilde anlaşamıyor, kültürde anlaşamıyor, dinde hiç anlaşamıyor. İki dil tartışmalarını bile yapar olduk. Ne oluyoruz demeye kalkmadan batılılaşma adı altında her şeyimizi kaybedeceğiz.

 

Yıllar önce Düzce Endüstri Meslek Lisesi müdürlüğünü de yapan değerli büyüğüm Yusuf YANÇ hocamızın yazdığı ARIYORUM adlı şiiri geldi aklıma. Yıllar önce bu şiiri okuduğumda “Yok canım o kadar da değil” demek cahilliğini göstermiştim ben de.

 

Bu şiirin son üç kıtasını sizlerle paylaşacağım. Yusuf YANÇ ağabeyim bakınız ne demiş;

 

Toprağımızı, bayrağımızı, inancımızı çaldırmayalım derken,

Dilimizin çalındığını, talan edildiğini,

Özün el diline özendiğine içiniz yananımız var mı?

 

Masallarımızı, tekerlemelerimizi, atasözlerimizi unuttuk,

Şarkılarımızı, türkülerimizi, ninnilerimizi kaybettik.

Türkçemiz elden gidiyor, dizini döveniniz var mı?

 

Karamanoğlu Mehmet bey’i arıyorum,

Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?

Bir ferman yayınlamıştı….

Hayal meyal hatırlayıp da, sahip çıkanınız var mı?

 

Ahmet ÇODUR

ahmet-codur@hotmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Rota (www.duzcerota.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Mobil Uygulamalarımız

Android Uygulamamız