KESK: Temel ihtiyaçlarımızı karşılayamaz olduk!

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Durmazlar Düğün Salonu önünde imza kampanyası ve basın açıklaması yaptı.

10.12.2021 - 16:38
Kaynak: Haber Merkezi
1109

   Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) 18 Aralık'ta Diyarbakır ve İzmir, 19 Aralık'ta İstanbul ve Ankara’da gerçekleşecek mitinglere çağrı yapmak amacıyla Durmazlar Düğün Salonu önünde bir açıklama yaptı.

   "İktidar çevresi ve bir avuç vurguncu, fırsatçı, rantçı kapitalist dışında hepimiz kaybediyoruz" diyen KESK dönem sözcüsü Fevzi İpek, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

   "Geçinemiyoruz! İşsizliğe, Yoksulluğa Hayır! Emekten, Halktan Yana Bütçe İstiyoruz! Olağanüstü günlerden geçiyoruz. 

   İktidar emeğe, emekçilere, çiftçilere, esnafa, kadınlara, gençlere, halka karşı adeta ekonomik darbe yapıyor. Göz göre göre ve sonucunu bildikleri ekonomik politikalarla emeği ucuzlatıyor, işsizliği, güvencesizliği artırıyor, yaşam koşullarını dayanılmaz hale getiriyorlar.

   İktidar çevresi ve bir avuç vurguncu, fırsatçı, rantçı kapitalist dışında hepimiz kaybediyoruz.

   Her güne yeni zamlarla uyanıyoruz. Temel ihtiyaçlarımızı karşılayamaz olduk.

   Enflasyon aldı başını gidiyor. TÜİK’e göre yüzde 21.30, bağımsız araştırmacılara göre yüzde 50 civarındadır.

   2021 için geçerli olan yeniden değerleme oranı yüzde 9,11 iken 2022 yılında rekor bir artışla %36,2 yapıldı. Bu zam, cebimizdeki yangının 2022 yılında daha da büyüyeceği, temel yaşam giderlerimizi karşılayamaz hale geleceğimizin habercisidir.

   Ücretlerimiz enflasyonun altında ezildi. Maaşlarımız ve alım gücümüz eridikçe eriyor. 

   TİS görüşmelerinin bağıtlandığı 22 Ağustos 2021 tarihinde, yani daha 3 ay önce, Merkez Bankası döviz kuruna göre 8.45 TL olan dolar dün itibariyle 13.70 TL olmuştur. TL dolar karşısında Ağustos ayından bu yana %50 değer kaybetmiştir. Enflasyon artışı da dikkate alındığında yandaş konfederasyonla 2022 yılı için %.5.+ %7, 2023 yılı için %8 + %6 olarak yapılan maaş artışı şimdiden hükmünü yitirmiştir.

   Ev kiralayamaz, kiraladığımızı da ödeyemez olduk.

   Bin bir emekle büyüttüğümüz gençlerimiz barınacak yurt bulamıyor.

   Ucuz işgücü kaynağı görülen kadınlara yönelik şiddet kadın kırımı boyutuna ulaştı.
Keyfiyet ve hukuksuzluk tüm kurumlara sirayet ederek, bir yönetim biçimi haline gelmiştir.

   İktidar bir yandan istihdam yaratacak yatırımlar yapmıyor, bir yandan çalışanların da işsiz kalmasına yol açacak politikaları hayata geçiriyor.

   İşsizlik aldı başını gidiyor. İşsizlerin sayısı 10 milyona yaklaştı. Gençler ve kadınlarda işsizlik oranı daha fazla.

   İşsiz kaldığımızda ise İşsizlik Sigortası Fonundan işsizlik parası alamıyoruz. Çünkü fondaki paralar sürekli patronlara aktarılıyor. 2017-2021 yılları arasında Fon’dan işverenlere doğrudan aktarılan destek ve teşvikler, yine işverenlere eğitim programları için ayrılan 10 milyar TL eklendiğinde 62 milyar TL’yi geçiyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre  15 milyon 203 bin 423 kayıtlı çalışan işçiden 6 milyon 390 bin 19’u açlık sınırının altındaki asgari ücretle çalışıyor Yani  2020 yılında kayıtlı işçilerin yüzde 42’si asgari ücretle çalışıyor. 

   9 milyonu aşkın yaşlılık aylığı alan emekli ile 4 milyon civarındaki hak sahibi emekliler de açlık sınırında yaşıyor.

   Görüldüğü ve yaşandığı üzere nüfusun büyük bölümü insanca yaşam koşullarının çok uzağında açlık sınırının çok yakınında yaşam mücadelesi veriyor!

   Bildiğiniz üzere Asgari Ücret Komisyonu toplantıları sürüyor. Bu görüşmelerden açlık sınırında yaşayan milyonlar için insan onuruna yaraşır bir ücretin belirlenip belirlenmeyeceğini hep birlikte göreceğiz.

   Mesele kaynak olmaması değil, mesele iktidarın ve sermayenin tercihleridir.

   Bize olmayan kaynaklar hazine garantili Kamu Özel İşbirliği projeleri aracılığıyla yandaş müteahhitlere gidiyor!

   Bize olmayan kaynaklar TÜGVA, TÜRGEV, ENSAR, İLİM YAYMA CEMİYETİ gibi vakıflara ve cemaatlere gidiyor.

   Emekçiye bir maaş bile çok görülürken, kaynaklar birkaç maaş birden alan iktidarın bürokratlarına, eşe-dosta gidiyor!

   Biz fakirleşirken onlar zenginliklerine zenginlik katıyor.

   Bir avuç azınlık dışında artık kimsenin dayanacak gücü kalmadı. Nefes alamaz hale geldik. Bıçak kemiğe dayandı. Toplumsal öfke ve tepki giderek büyüyor.

   Bakınız son günlerde tüm illerde çeşitli protestolar gelişmeye başladı ve iktidar ciddi şekilde ürktü.

   Ne zaman iktidarı kaybetme korkusu yaşasalar hemen baskıya, algı operasyonlarına, gündem saptırmalarına, kutuplaşma yaratacak politikalara başvuruyorlar.

   Krize karşı yapılmak istenen birçok eylem ve etkinlik ya yasaklanıyor ya da kitleselleşmesinin önüne geçmek için her türlü yola başvuruyorlar.

   Ülkeyi uçurumun kenarına getirdiler ama “istifa” sesini duymak bile istemiyorlar. Dünyada olmayan bir şey icat ederek “hükümet istifa” demeyi suç kategorisine eklediler. Alın size yeni bir katalog suç! Tüm protesto gösterilerinde ne zaman “hükümet istifa” sloganı atılsa müdahale ediyorlar, gözaltına alıyorlar!

   Buradan bu vesile ile bir kez daha söyleyelim, baskılara boyun eğmedik eğmeyeceğiz. Krizi biz yaratmadık, faturasını ödemeyeceğiz. İktidar derhal istifa etmeli, erken seçim kararı almalıdır.

   Değerli basın emekçileri, sizlerin aracılığınızla kamu emekçilerine, işçilere, işsizlere, güvencesiz çalışanlara, kadınlara, emeklilere, esnaflara, gençlere, kısacası  “geçinemiyoruz” diyen tüm kesimlere seslenmek istiyoruz: 18 Aralık 2021 Diyarbakır ve İzmir, 19 Aralık 2021 İstanbul ve Ankara’da yapacağımız mitinglerde hep birlikte itirazımızı ve sesimizi yükseltelim.

   Kümülatif yalanlara karnımız tok! Mutfaktaki enflasyona göre ek zam, insanca yaşamaya yetecek bir maaş istiyoruz!" 
 


Editör: B. Zengin
Youtube kanalımıza abone olarak yeni
videolarımızdan ilk siz haberdar olun.
Youtube Adresimiz