ANAHTAR...

  • 31.10.2019 09:52

Rahmetli Dündar Taşer’in bir sözüyle başlamak isterim yazıma;

 

‘Bizler ‘dava’yı Ağrı Dağı’nın zirvesine çıkaracaktık. Yola koyulduk, bin zahmet ve emekle, acılar çekerek dağa tırmandık. Zirveye vardığımızda sevincimiz sonsuzdu ama küçük bir noksanımız olduğunu fark ettik. Dava’yı dağın eteklerinde unutmuştuk! Meğer biz davayı değil, kendimizi zirveye çıkartmışız.’

 

Evet.

 

Ülke olarak siyasette  genel olarak da hayatımızda yaptığımız yanlış, beklentilerimizin, Vatanımızın Milletimizin en küçük tabiriyle İlimizin, İlçemizin, Mahallemizin çıkarlarından faydalarından önce gelmesi. Bence en büyük hatamız bu.

 

Bu Ülkede gerçekten beklentilerini, hedef ve amaçlarını vatanı, milleti için erteleyen siyasetçiler yok mu? Var tabi ki. Ama bir elin parmakları kadar az.

 

Bayrak, vatan, ezan, din, devlet, millet, serdengeçtiler ister beyler. Ama lafta değil icraatta.

 

Her insanım diyen gerçekten insanlık vasıflarını üzerinde taşıyabilseydi, bugün insanlığın geldiği nokta çok daha farklı olabilirdi. Bu yüzden her siyasetçiyim diyebilen her dava adamı olduğunu iddia eden de bu vasıfları üzerinde taşımıyor.

 

En büyük liyakat anlayışımız birine nerede ne görev vereceksek ya da verilecekse kişide makam sevdası değil VATAN Sevdası aranması olmalıdır.

 

Bu anlayışını ülke çapına yaymadan daha doğrusu yeni gelen nesli, yeni tohumları toprağa bu inançla dikmeden ülkenin ne siyaset anlayışı nede genel anlamda her hangi bir probleminin çözüme ulaşmasını çok zor görüyorum.

 

***

 

Arkadaşlar;

 

ÖNCE VATAN! derken lafta kalmasın sıralamamız gerçekten ÖNCE VATAN sonra beklentilerimiz olsun. Önce Vatan olsun ki benim siyasetçim başkasının yazdığı bir Metni Prompter'dan değil kalbinden geçeni milletinin gözünün içine baka baka konuşsun! ve milletinin gözünde böyle itibar kazansın.                   

  

Millet siyasetçisine inansın; inansın ki şu kelimeyi kullanmasın artık "ÇALIYOR AMA ÇALIŞIYOR"

Bizim özümüz bu değil!

Anahtarı uzakta aramaya gerek yok ANAHTAR kendi Tarihimiz.

 

Yusuf Has Hacib'in otağında demlenip Nizamülmülk'ün siyasetiyle pişmek lazım.

 

Nizamülmülk 'ün siyasetnamesinden bir anıyla bitireyim sözü...

 

Bizi ancak, şu olaydaki dava bilinci kurtarır;

 

“Bir gün Nuşirevan atıyla ava giderken yolda bir ihtiyarın ceviz dikmekte olduğunu görür ve sorar:

“Ey ihtiyar! Ceviz 20-30 senede tam olarak meyve verir; ondan yemek için kaç sene yaşayacaksın?”

İhtiyarın cevabı:

“Padişahım, diktiler yedik; dikelim yesinler.”

 

Sağlıkla kalın.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Rota (www.duzcerota.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Mobil Uygulamalarımız

Android Uygulamamız